baca
41baca — derice, badgiz, camsız tepe penceresi …
42baça — bahçe …
43baca-baca — is. Köhnə məişətdə: Novruz bayramı axşamı qapı qapı dolaşıb bayramlıq pay almaq adəti; qodu qodu …
44Baca, Valley of — (Ps. 84:6; R.V., valley of weeping, marg., or balsam trees ), probably a valley in some part of Palestine, or generally some one of the valleys through which pilgrims had to pass on their way to the sanctuary of Jehovah on Zion; or it may be… …
45baca dolgusu — is., jeol. Eski veya sönmüş bir yanardağ bacasının bulunduğu yerde, aşınma sonucu ortaya çıkmış sert kayaçlardan oluşan tepe …
46baca fırıldağı — is. Bacanın tepesine yerleştirilen ve çıkmakta olan dumanın içeri dönmesini engellemek için rüzgâra göre yön değiştiren dirsekli boru …
47baca kaşı — is., mim. Bir şöminenin, ocağın üstündeki taş veya taştan raf …
48baca kulağı — is. Ocağın iki yanında taştan yapılmış ufak raf …
49baca tomruğu — is. Bacanın damdan yukarı bölümü …
50baca eğri de olsa duman doğru çıkar — yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez anlamında kullanılan bir söz …