imán
101RABITA-İ İMAN — İman bağı, insanları hususan iman edenleri birbirine bağlayan iman …
102İCMALÎ İMAN — İman esaslarını kısaca bilmek. Allah a ve Peygamberine imân ettiğini söylemek ve tasdik etmek. (Bak: İman ı icmal …
103darül’iman — ə. iman evi, etiqad evi …
Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti
104NUR-İ İMAN — İman nuru. Kur an ve kâinat hakikatlarının görünmesine ve bulunmasına vesile olan imanın mânevi nuru …
105TECDİD-İ İMAN — İman esaslarını kalben tasdik ettiğini, dil ile de tekrar edip yenilemek.( $ ın hikmetini soruyorsunuz. Onun hikmeti, çok Sözlerde zikredilmiştir. Bir sırr ı hikmeti şudur ki: İnsanın hem şahsı, hem âlemi her zaman teceddüt ettikleri, için, her… …
106Iman (model) — …
107imán de Haab — Eng. Haab s magnet Instrumento magnético que se emplea para extraer cuerpos metálicos del ojo …
108imán artificial — ► locución Metal que atrae al hierro …
109iman etmek — 1) Tanrı ya, dine inanmak 2) mec. güçlü bir inanç duymak …
110İMAN-I BİL-ÂHİRET — Âhirete, öldükten sonra dirileceğine, haşir ve neşre, Cennet ve Cehennem e inanmak.(Evet, subutî bir emri ihbar etmenin kolaylığı ve inkâr ve nefyetmenin gayet müşkül olduğu bu temsilden görülür. Şöyle ki:Biri dese: Süt konserveleri olan gayet… …